Merhaba arkadaşlar;
Bugün 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri anma günü. Tam yüzyıl önce gerçekleşen Türk’ün ölüm kalım savaşının yıldönümü. Aklı ve bilimi mürşit olarak kullanmaktan vazgeçen bir imparatorluğun kurtlar sofrasındaki onurlu çırpınışının bir hatırası. Buruk başarıyı bizlere yaşatan, vatan toprağını kanları ile sulayan aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz. Hatıranızı ilelebet yaşatacağımıza söz veriyoruz.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferini vücuda getiren elim olayların taşları emperyalistler tarafından incelikle döşendi, Cihan imparatorluğu Osmanlı dizlerinin üzerine çökertildi. Çanakkale geçilseydi –ki siyasiler sağolsun 3 sene sonra silah atmadan geçtiler- Bolşevik devrimi olmayacak ve avrupa da savaşın seyri tamamiyle değişecekti.
Bugün kübaya kadar giden cami yapmayı akıl eden ama abanoz ağacının dayanıklılığını fark edemeyen kişiler emperyalist güçlerin savaş gemileri yapmak için bu ağacı neden tercih ettiğinin farkında da değildi. Abanoz ağacından yapılmış gemilere gülleler zarar veremiyor adeta pinpon topu gibi geri sekiyordu. Osmanlının çam ağacı ve türevlerinden yaptığı savaş gemilerinde ise güllenin çarptığı yerler milyonlarca kıymık parçasına dönüşüp leventlere zarar veriyordu. Eğer akıl ve bilimi mürşit yapsalardı Benzer olayların farkına varıp medeniyet yarışında geri kalmaz ve Çanakkale savaşına kadar varan bitiş ile karşılaşmazlardı.
Çanakkale Deniz Savaşı sadece dahi taktikler ile kazanılmış bir savaş değil, aynı zamanda bir insanlık ve bilgelik dersiydi de. Dünyanın öbür uçundan gelmiş ingilizler adına savaşan Anzaklar ve yamyam zulular bile bu dersleri alırken, memleketinde yaşayan bir kısım insanlar Atatürk’ün dehasına sırt çeviriyor, halen halifelikten, padişahlıktan dem vuruyor.
Dünya tarihin de hangi komutan, hangi devlet başkanı, savaştığı milletlere karşı bu kadar hoşgörülü…
“Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Bir daha ki yazıda görüşmek üzere, hoşcakalın..